Garip | Konular | Kitaplar

SURLARIN DİBİNDEKİ İKİNCİ AYASOFYA

İstanbul'un, Bizans döneminden kalma en önemli eseri denince akla ilk gelen, şüphesiz Ayasofya'dır. Ayasofya, İslâm dünyası için olduğu gibi, Hıristiyan dünyası için de bir semboldür. Ancak Bizans döneminden kalma bir eser daha var ki, o da taşıdığı hususiyetler itibariyle Ayasofya'dan sonra istanbul'un en meşhur Bizans devri eseri hüviyetindedir. Fâtih Sultan Mehmed Hân (k.s.) hazretlerinin İstanbul'u fethetmesinden sonra câmiye tahvil edilen altı kiliseden biri olan Kariye veya eski adıyla St. Savior Kilisesi'dir.

Kariye, yapı olarak küçük; fakat iç duvarları süsleyen mozaik ve freskolarından dolayı, eşsiz ve zengin bir yapı olup âdeta bir resim galerisini hatırlatır. Mozaik ve freskolar, bina câmi olarak kullanılmaya başladıktan sonra bazan tahta kepenklerle, bazan da badana ile örtülmüş olmalarına rağmen, muhtelif tarihlerde incelemelere mevzû olmuşlardır. Ayasofya Câmii gibi, 1945 yılında müzeye çevrilen Kariye Câmii, 1948'de Amerikan Bizans Enstitüsü tarafından başlayan ve 1958'e kadar süren restorasyon çalışmalarını tâkiben yapılan çevre düzenlemesiyle, İstanbul'un en önemli turistik merkezi hâline getirildi.

Hz. Fâtih'in İstanbul'u fethederken girdiği ilk kapı olan Edirnekapı'daki surların hemen dibinde bulunan Kariye Câmii, taşıdığı husûsiyetler sebebiyle Ayasofya'dan sonra Hıristiyan dünyasının en çok ziyâret ettiği bir mekân... Âdeta ikinci bir uğrak yeri...

Bu mahzun ve mükedder câmi de diğerleri gibi tekrar ibâdete açılıp Müslümanlar'ın da uğrak yeri olacağı günleri bekliyor.

Konular